“Depremzede çocuklara yaklaşımda merhamet ve acıma duygusu ayırt edilmeli” önerisi

BOLU – 67aydinhaber – ZAFER GÖDER – Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sıhhati ve Hastalıkları Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Öztürk, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki sarsıntılardan etkilenen çocuklara merhametli yaklaşımın acıma hissine dönüşmesinin incitici olacağını belirtti.

Öztürk, AA muhabirine, çocukların bulunduğu yaş ve gelişimsel seviyenin çok bedelli olduğunu söyledi.

Deprem üzere endişe yaratan doğal afetlerin akabinde çocukların etkilenme seviyesini ve tedavi hallerini yaş kümelerine nazaran değerlendirdiklerini anlatan Öztürk, okul öncesi, okul periyodu ve ergenlik çağındakilerin birbirinden farklı yansılar verebildiğini aktardı.

Öztürk, okul öncesi çocukların temel ihtiyaçlarının itimat duygusu olduğuna dikkati çekerek, “Olayları kendi düşünsel süreçleriyle anlamlandırmaları değerlidir. Daha benmerkezci ve somut fikirler hakimdir. Benmerkezci fikirden kastımız şu; olan bitenin daima kendisiyle bağlı olabileceğini düşünebilir.” diye konuştu.

Çocukların hislerini söz edebilmesinin sıkıntıları çözme noktasında değer taşıdığını vurgulayan Öztürk, bu irtibatın konuşarak yahut zorlayarak değil, oyun, fotoğraf ya da davranışsal metotlarla sağlanmasının ehemmiyetine dikkati çekti.

Öztürk, okul devri çocuklarında ise akran kümesine girme ve etrafında olup bitenlerin bilgisine daha fazla maruz kalmasının durumu farklılaştırdığını lisana getirdi.

– Zelzeleyle ilgili bilgiler filtrelenmeli

Bu periyottaki çocuklara, medya yahut toplumsal medyadaki zelzeleyle ilgili bilgilerin filtrelenerek verilmesi tavsiyesinde bulunan Öztürk, “Hatta mümkünse verilmemeli. Zira bu yaş kümesindeki çocukların bilişsel yapılanması bu bilgileri kaldırabilecek boyutta olmuyor.” dedi.

Öztürk, zelzele korkusunu ya da yaşadıklarını unutabilmesi için çocukların okula devamının çok kıymetli olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:

“Okulun katiyetle rehabilite etme özelliği var. Bilhassa bu türlü şiddetli süreç yaşandığında bir teklifimiz de mümkün olduğu süratte rutinlere geri dönmek. Çocuğun hayatındaki en kıymetli rutinlerden biri de okul. Okul yalnızca ders ve öğretim verilen yer değil, çocukların toplumsallaştığı, hislerini paylaştığı, baş etme marifetlerini artırdığı, o duygusal süreçlerde birlikte tahlil bulduğu yer.”

Öğrenciler, öğretmenler ve okul yöneticilerinin, sarsıntı bölgesinden okullarına nakledilen çocuklara yaklaşımları konusunda hassas davranmaları gerektiğini anlatan Öztürk, şunları tabir etti:

“Normal koşullarda okula gelen yeni öğrenciye nasıl yaklaşılıyorsa depremzede öğrencilere de emsal yaklaşımda bulunulmalı. Çocuklara 'depremzede' deyip çok merhametli yaklaşırken, işin içine acıma hissini da ekleyip karşı tarafa olumsuz durum aktarma olasılığımız var. Merhametli davranmak karşı tarafa çok olumlu yansırken, işin içine acıma duygusu girdiğinde bundan incinebilir. Öbür çocuklara nasıl yardımcı oluyorsak, gelen çocuklara, ailelerine de emsal tavırla ve misafirperverlikle yaklaşmayı öneririz.”